Özel Öğrenme Güçlüğü
Dinleme, okuma, yazma, akıl yürütme, konuşma ve matematik yeteneklerinin kazanılmasıyla beraber ortaya çıkan öğrenme güçlüğü; bir gelişim bozukluğu olarak ifade edilmektedir. İlerleyen tıp ve teknoloji sayesinde artık iyileşme ve ilerleme elde edilebilen öğrenme güçlüğü; ilk kez 1962 yılında tanıma alınmıştır. Merkezi sinir sistemi işleyişinde meydana gelen bir bozukluk neticesinde ya da doğuştan gelen bir sorun sebebiyle karşılaştığımız öğrenme güçlüğü; ilköğretim ile başlayan öğrenme sürecinde fark edilebildiği gibi daha erken dönemlerde de fark edilebilir. Ancak genel olarak aileler; ilköğretim ile birlikte çocuktaki öğrenme güçlüğünün farkına varabilirler
Özel Öğrenme Güçlüğü Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Çocuğun zekâ seviyesinin yaşıtlarından daha geride olduğu anlamına gelmeyen öğrenme güçlüğü; zekâ seviyesinden bağımsız bir gelişim bozukluğudur. Öğrenme güçlüğü olan çocukların zekâ seviyelerine bakıldığında normal ya da normalin üzerinde olduğu da görülebilir. Bu nedenle de zekâ ile ilgili özel öğrenme güçlüğünü bir değerlendirmek yanlıştır.
Okuma, okuduğunu anlama, heceleme, yazma, dinleme, matematiksel hesaplar yapma ve kendini ifade etme gibi konularda kendini gösteren ve gelişimsel bir bozukluk olarak nitelendirilen özel öğrenme güçlüğü; ilköğretimle birlikte genellikle tanı alır. Bunun sebebi ise ilköğretimden önceki süreçte çocuğun oyun ağırlıklı aktivitelerde bulunmasıdır. Okuma, yazma, okunulanı anlatma ve dinleme gibi becerilerin edinildiği ilköğretim döneminde çocuklarda bu alanlarda problem olduğu öğretmenler tarafından fark edilir ve aileye bildirilir. Günümüzde genelde “özel öğrenme güçlüğü var” diye çocuğun ailesiyle durumu paylaşan öğretmenler ise bir hayli zor zamanlar yaşayabilmektedir. Çünkü, aileler çocuklarının zekasında bir problem olduğunu düşünür ve bu durumu ret ederler. Ancak burada zekâ değil bambaşka bir durum söz konusudur. Bu nedenle öğretmenler bu sorunu çözebilmek ve daha detaylı bilgi alabilmek için biz psikologlara aileleri yönlendirirler.
Öğrenme Güçlüğün Çeşitleri Nelerdir?
Özel öğrenme güçlüğü ise tıpkı diğer rahatsızlıklarda olduğu gibi kendi içinde farklı alt tiplere ayrılabilirler.
- Disleksi ( okuma bozukluğu)
- Disgrafi ( yazılı anlatım bozukluğu)
- Diskalkuli ( matematik bozukluğu)
- Afazi ( dil bozukluğu) olmak üzere öğrenme güçlüğü; 4 başlık altında değerlendirilebilir.
Öğrenme güçlüğü çeşitleri olarak saydığımız yukarıdaki 4 başlıktan 1’i yada birçoğu bir çocukta bulunabilir. Buna ek olarak da hiperaktivite ve dikkat eksikliği gibi sorunlar da bunlara eşlik edebilir.
Öğrenme güçlüğü belirtileri olarak aşağıda sıraladığımız maddelerden bir tanesi dahi söz konusu ise mutlaka bir psikoloğa gitmekte fayda var.
Öğrenme güçlüğünü anlamanın yolları
- Yaşından daha az sayıda sözcük dağarcığına sahipse
- Konuşma ve telaffuzlarda gecikme söz konusu ise
- Hecelerin yerini değiştiriyorsa
- Dinleme ve izlemede güçlük çekiliyorsa
- İki anlamlı yani kafiyeli sözcükleri anlamada güçlük çekiyorsa
- Bir şeyi anlatırken kelime bulmada zorluk yaşıyorsa
- Renkleri, sayıları ve harfleri öğrenmede güçlük çekiyorsa
- Yön bulmada zorluk yaşıyor ya da yönleri karıştırıyorsa
- Ses- harf arasındaki ilişkiyi öğrenmede zorluk yaşıyorsa
- Yüklemlerde zorlanıyorsa
- Sürekli kaza geçiriyor ve sakar ise
- Her konuda düşünmeden harekete geçiyorsa
- Yazı yazarken kalemi tutma esnasında hatalı tutuş söz konusu ise ve düzeltilemiyorsa
- Koordinasyon gerektiren oyunlarda zorluk yaşanıyorsa
- Planlamada zorluk yaşanıyorsa ve çözüm üretmesi gereken yerde üretemiyorsa
- Zaman ve mekân sorunları söz konusu ise
- Günlük işlerini yapmada zorluk çekiyorsa
- Arkadaşlarıyla ilişki kuramıyor ve kurduğu ilişkileri sürdürmekte zorlanıyorsa
- Dikkat ve odaklanma sorunları yaşanıyorsa
- El tercihi hala netleşmemişse
- Geometrik şekilleri çizmede yetersiz ise mutlaka çocuğunuzu özel öğrenme güçlüğü ile ilgili bir psikoloğa götürmeye önem verin.
Öğrenme Güçlüğü Nasıl Tedavi Edilir?
Öğrenme güçlüğü; asla bir hastalık ya da zekâ sorunu değildir. Sadece çocuğunuzun diğerlerinden farklı olduğu gerçeğidir. Bu nedenle, öğrenme güçlüğü tanısı almış çocukların tedavisi ya da diğer deyişle geliştirilebilmesi için kuşkusuz ki ilk olarak psikolog desteği almalı ve aile sevgisini daima hissetmelidir.
Özel öğrenme güçlüğünün tedavisi için ilk olarak çocukla birlikte ailenin eğitim alması gerekiyor. Beyinle ilgili detaylı bir inceleme yapılmalı ve sorun nesnel bir şekilde ortaya konmalı ki gereken tedaviler planlanabilsin. Özel öğrenme güçlüğünün sebebi tespit edildikten sonra tedavi de planlanır. İlaçlı tedaviler ise özel öğrenme güçlüğünde söz konusu değildir. Fakat; özel öğrenme güçlüğü ile birlikte depresyon, kaygı bozukluğu gibi durumlar söz konusu ise ilaç tedavisi, destek olarak verilebilir.
Planlanan tedavi psiko-eğitimle desteklenirken aile ve öğretmen, daima iş birliği içinde olmalıdır. Buna ek olarak da çocukla birlikte eğitim alınması, tedavinin en önemli basamağıdır.
Ailenin bu sorunu fark etmesine rağmen ciddiye almayıp çocuğu için harekete geçmemesi ilerde çok büyük sorunları beraberinde getirir. Çünkü, ilerde akademik başarısızlıkta karşılaşılması söz konusu olacaktır ki bu ebeveyn- çocuk ilişkilerini oldukça yıpratan bir durumdur. Bu akademik başarısızlıklara karşı negatif tutum sergileyen anne babalar “özel durumu ret ettikleri ya da bilmediği için” ne yazık ki çocukta davranış bozukluklarına ve diğer psikolojik rahatsızlıklarına zemin hazırlayacaklardır.
Bu nedenle eğer ki çocuğunuzla ilgili öğretmeni ya da herhangi bir kişi “öğrenme güçlüğü” bahsini açıyor ise bu durumun gerçekten var olup olmadığını anlamak için mutlaka psikoloğa başvurmalısınız.